EMDR nedir?
EMDR, ingilizce adıyla Eye Movement Desensitization and Reprocessing (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) olarak adlandırılan bir psikoterapi yönteminin kısaltmasıdır.
EMDR terapisi Travma Sonrası Stres Bozukluğunun (TSSB) tedavisinde etkili midir?
Evet. TSSB’nin psikoterapötik olarak tedavi edilmesi ile ilgili en çok araştırma yapılan yöntem EMDR’dir. Travmatik olayların yeniden yaşanıyor gibi canlı hissedilmesi, olayı hatırlatan durumlardan ve düşüncelerden kaçınma çabası, suçluluk vb. olumsuz düşünceler, olayı hatırlayınca bedensel olarak hissedilen sıkıntılar şeklindeki TSSB semptomlarında EMDR ile kısa sürede etkili sonuçlar alındığı birçok araştırmada ispatlanmıştır. Şu ana kadar yapılmış olan araştırmaların bazılarına buradan ulaşabilirsiniz.
EMDR terapisi başka hangi problem türlerinde kullanılmaktadır?
EMDR terapisinin travma sonrası stres bozukluğu yanında çocuk, ergen ve yetişkinlerde birçok farklı problem türünde de iyi sonuçlar verdiği görülmüştür. Aşağıdaki problem türleri EMDR terapisinin sıklıkla kullanıldığı sorun alanlarıdır.
- Tüm Travmatik Yaşantılar (Cinsel Taciz, Tecavüz, Fiziksel Şiddet, Psikolojik Şiddet, Duygusal İstismar, Doğal Afetler, Aldatılma, Aldatma, Terkedilme, vb.)
- Kompleks Travma ve Buna Bağlı Kişilik Sorunları
- Depresyon
- Kaygı Bozuklukları (Panik bozukluk, Yaygın Kaygı Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk vb.)
- Fobiler ve Korkular (Sosyal Fobi, Yükseklik Korkusu, Uçak Korkusu, Agorafobi vb.)
- Uzun Süren Yas
- Kendilik Değer ve Özgüven Problemleri
- Performans Kaygısı (Sınav Kaygısı vb.)
- Performans Geliştirme (Örneğin, spor, sahne sanatları vb. performans gerektiren konular)
- Öfke ve Stres Yönetimi
- Psikolojik Kökenli Fiziksel Rahatsızlıklar (Baş Ağrısı vb.)
- Kilo Kontrolü ve Yeme Bozuklukları
- Beden Algısı Bozuklukları
EMDR terapisinin etkileri kalıcı mıdır?
EMDR terapisinin bitiminden itibaren danışanların 3, 4, 9, 15 ay ve 5 yıl sonra mevcut durumlarının incelendiği araştırmalarda birçok danışanın terapide elde ettikleri faydaları koruduğu görülmüştür. Diğer tüm terapi yöntemlerinde olduğu gibi EMDR terapisinde de elde edilen kazanımların kalıcılığı konusunda birçok faktör devreye girmektedir. Terapinin terapist tarafından iyi bir şekilde yürütülmesi, danışana faydalı olabilecek uygun hedeflerin seçilerek zamanın en iyi şekilde değerlendirilmesi, terapist danışan arasında uyumlu bir ilişki olması, terapinin uzunluğu, danışanın terapiden elde ettiği kazanımları ve öğrendiği becerileri hayata geçirme konusunda çaba göstermesi vb. birçok faktörün terapinin verimliğinde payı bulunmaktadır.
EMDR terapisinin bu kadar etkili olmasına katkıda bulunan etkenler nelerdir?Diğer yöntemlerden farkı nedir?
EMDR birçok psikoterapi yöntemini sistematik bir alt yapı içerisinde kapsayan kompleks bir terapi yaklaşımıdır. EMDR terapisinde psikodinamik, bilişsel davranışçı, yaşantısal, fizyolojik ve etkileşimsel terapi yaklaşımlarından yöntemler kullanılmaktadır. Bu çeşitlilik EMDR’nin en önemli avantajlarından birisidir. Terapi sürecinde sadece düşüncelere odaklanılmamakta, duygular, bedensel hisler ve bağlantılı anılar gibi birçok boyutta ele alınmaktadır.
EMDR terapisi ele alınan anı ile ilgili düşünceler, duygular ve bedensel hisler üzerinde doğrudan bir çalışma yürütülerek daha faydalı ve adaptif bilgilerle yeni bağlantılar yapılmasını sağlamaktadır. Bunun sağlanabilmesi için EMDR’de aşağıdaki etkenler önemli bir role sahiptir:
1. Anının parçaları ile bağ kurulması: Olayla ilgili görüntüler, olumsuz düşünceler ve bedensel hislere aynı anda odaklanılıyorken travmatik anı ele alınmaktadır.
2. Farkındalık: Travmatik anıyı ele alırken danışandan istenen sadece aklına ne gelirsa ‘izlemesi’, ‘farketmesi’ ve ‘ne geliyorsa buna izin vermesidir’. Karmaşık bir düşünce sürecine girmek için kendisini zorlamaması istenir.
3. Serbest çağrışım: Bilgi işleme sırasında danışandan yeni farkındalıklara, bağlantılara, duygulara, görüntülere ve aklına başka ne gelirse bunlara dikkatini vermesi istenir. Yönlendirici olmayan bu yaklaşım sayesinde hedeflenen anı ile bağlantılı ancak farkında olunmayan rahatsızlık verici anılara ulaşabilme ve böylece bunları ele alabilme imkanı doğmaktadır.
4. Tekrarlı bir şekilde anıya dönmek ve anının canlılığını kaybetmesi: EMDR terapisindeki kısa süreli yüzleştirmeler sayesinde rahatsız edici içsel süreçlerin etkisi azalmaya başlamakta ve böylece kişi anıyı hatırladığında daha rahat olmaktadır. Bunun temelinde kişinin artık anıyı çaresizce bastırmak yerine içsel dünyasının kontrolünü eline almaya başlaması yatmaktadır.
5. Göz hareketleri ya da diğer türdeki çift taraflı uyarım yöntemleri: Çift taraflı uyarımın faydaları ile ilgili birçok görüş bulunmaktadır. Bunlar ileride ayrıntılı olarak anlatılacaktır.
EMDR terapisinde göz hareketleri mutlaka gerekli midir?
Göz hareketleri veya diğer türdeki çift taraflı uyarım yöntemleri EMDR terapisinin önemli bir parçası olsa da çift taraflı uyarımın yanında EMDR terapisinde mutlaka gerekli olan birçok farklı müdahale vardır. EMDR terapisi kompleks bir yaklaşımdır ve terapinin etkinliğinde birçok etken rol oynamaktadır. Göz hareketleri (veya diğer türdeki çift taraflı uyarım yöntemleri) içsel sıkıntıya odaklanılırken dikkati aynı anda dışarıda tutmayı sağlamaktadır. Dikkatin aynı anda hem içsel süreçlere hem de dışarıya verilmesi EMDR terapisinin etkinliğinin önemli unsurlarından birisidir.
EMDR terapisinde kullanılan çift taraflı uyarımın nasıl bir faydası vardır?
Çift taraflı uyarımın neden işe yaradığı ile ilgili birçok farklı görüş ortaya konulmuş ve bu konuda birçok araştırma yapılmaktadır. Çift taraflı uyarım ile; beynin genel olarak mantıkla ilişkili bölümü olan sol bölümü ve duygular ile ilişkili sağ bölümü arasında bilgi iletiminin daha verimli hale getirilmesi, güvende olunduğuna yönelik doğal bir refleks mekanizmasının harekete geçirilmesi, olumsuz duygu hali tetiklendiğinde bu hali ortadan kaldırmaya yarayan dışsal bir uyarım olması ve böylece rahatlama sağlanması, hafızanın çeşitli bölümlerini aktive ederek olumlu bilgilere ulaşılmasının sağlanması, dikkatin bir bölümünün şimdiki zamanda tutulmasını sağlayarak travmatik anılarla yüzleşilmesinin olanaklı hale gelmesi şeklinde çeşitli açıklamalar bulunmaktadır.
EMDR terapisinin yan etkileri nelerdir?
Diğer terapi yaklaşımlarında olduğu gibi EMDR terapisinde de bazı kişilerde kısa bir dönem için sıkıntı düzeyinde artış olabilir.
1. Rahatsız edici ve işlemlenmesi tamamlanmamış deneyimler hatırlanabilir,
2. Bazı danışanlar terapi seansı sırasında yoğun bir duygulanım ve bedensel hisler yaşayabilir
3. Terapi seansı sonrasında ele alınan durum/anı üzerindeki beynin bilgi işleme süreci devam edebilir ve bu yüzden rüyalar, yeni hatırlanan anılar vb. olabilir.
EMDR terapisi konusunda yetkin olan bir terapist gözetiminde ilerlenildiğinde yukarıdaki durumlar herhangi bir problem yaratmamaktadır. EMDR terapisinin ilk aşamaları öncelikle duygu kontrol yöntemlerinin öğrenilmesi olduğundan dolayı danışanlar rahatsız edici duyguları konusunda neler yapabileceklerini bilmektedirler.
EMDR terapisine kaç seans devam etmek gerekiyor?
Terapi sürecinde yürütülecek seans sayısı problem türüne ve danışanın yaşam öyküsüne bağlı olarak değişmektedir. Bunun yanında EMDR terapisinin uzunluğu ile ilgili yapılan araştırmaların sonuçlarına göre terapi alan kişilerin %80-90′ı için tek bir travmatik anısını ele alıp sindirebilmek ve hatırlandığında rahatsızlık vermeyen bir noktaya getirebilmek için 1-3 seans yeterli olmaktadır. Bir anıyı ele almak benzer türdeki üzerinde çalışılmamış anıları da olumlu yönde etkilediğinden dolayı EMDR terapisinde geçmişteki her bir olumsuz deneyimi tek tek çalışmak gerekmemektedir. Terapinin uzunluğu, üzerinde mutlaka çalışılması gereken anıların sayısına ve kişinin ilerleme hızına göre önceden açık bir şekilde planlanmaktadır. Genel olarak EMDR terapisinin kısa süreli bir terapi yaklaşımı olduğu söylenebilir.
EMDR terapisinde anıları ele almaya başlamadan önce kaç seans yapılmaktadır?
Anıları ele almaya başlamak için duygu kontrolü yöntemlerini öğrenmeyi içeren bir hazırlık dönemi gerekmektedir. Bu dönemin ne kadar süreceği danışanın ‘kendi kendisini rahatlatabilme’ becerisine ve bu konudaki öğrenilen yöntemlerin uygulanma durumuna bağlı olarak değişmektedir. Terapist gevşeme yöntemlerini hazırlık aşamasında danışana öğretir. Danışanlar genelde bir ya da iki seans sonrasında anıları işlemeye başlamaya hazır hale gelmektedir.
EMDR terapisi hipnoza benziyor mu? Benzerlikleri ve farklılıkları nedir?
EMDR terapisi hipnozdan farklı bir terapi yöntemidir. Hipnoz uygulaması sırasında kişinin gevşemiş bir zihinsel duruma geçmesi -trans hali- gerekmektedir. Kişinin dikkatinin önemli bir bölümünün içsel dünyasına odaklanması amaçlanır ve kişi belirli telkinlerle yönlendirilir. EMDR terapisinde ise kişi gerçeklikle sürekli bağ halindedir. Hipnozdaki gibi bir trans haline girilmemektedir. Hatta bilinçli olarak olumsuz duygular geldiğinde bunları yaşamak ve böylece çözümlenmesini sağlamak üzerine odaklanılır. Terapist danışanı telkinlerle yönlendirmez. EMDR terapisinde kişi herşeyin bilincindedir ve anıyı işleme sırasında istediği zaman ara verebilmektedir.
Travmatik anılarımdaki rahatsızlığımı aynen geçmişteki yoğunluktaki gibi tekrar yaşayacak mıyım?
Birçok kişi deneyimlerinin sadece küçük bir kısmının farkındadır, bazıları da hisleriyle daha çok bağ kurabilmektedir. Diğer birçok terapi yaklaşımının aksine EMDR terapisi alan danışanlardan travmatik anılarının hissettirdiği rahatsızlıklarını seansta uzun süre boyunca yoğun bir şekilde yaşamaları istenmez. EMDR terapisi sırasında yüksek düzeyde bir rahatsızlık hissi olduğunda bu sadece birkaç dakika sürer ve sonrasında hızla rahatlama sağlanır. Bu rahatsızlık hissi kendi kendine hızlı bir şekilde gerçekleşmiyorsa hızlı bir rahatlamayı sağlamak için eğitim almış olan EMDR terapistinin uygulayabileceği birçok yöntem bulunmaktadır. Danışanın kendisi de terapinin hazırlık aşamasında rahatsızlık hissi karşısında kendisini kısa süre içinde rahatlatabilecek teknikler konusunda eğitilmiştir.
EMDR terapisi konusunda bir uzman arayışına girdiğimde nelere dikkat etmeliyim?
Başvurmayı düşündüğünüz uzmanın aşağıdaki özelliklere sahip olup olmadığını araştırmanızı öneririz.
1. I.-II.düzey EMDR terapisi eğitimini tamamlaması ve düzenli süpervizyon alması
2. Eğitimlerini Uluslararası EMDR Derneği (EMDRIA) onaylı eğitmenlerden alması,
3. EMDR terapisindeki son gelişmeleri ve yöntemleri takip etmesi,
4. Sizin probleminizle ilgili deneyim sahibi olması,
5. Terapi başarı oranları